--- alıntı ---
kabhi alvida naa kehna (asla elveda deme) son yıllarda yazdığı özgün senaryolar ve yönettiği önemli filmlerle bollywood'da öne çıkan karan johar'ın yönettiği üçüncü film. kısaca kank olarak da bilinir. oyuncu kadrosunu shahrukh khan, rani mukherji, preity zinta, amitabh bachchan, abhishek bachchan ve kirron kher'in oluşturduğu 2006 yapımı film adeta bir "bollywood yıldızlar geçidi" niteliğinde. Çekimlerin büyük çoğunluğunun new york'ta yapılan filmdeki kapalı alan çekimlerinin bir kısmı da mumbai'daki stüdyolarda tamamlanmıştır. yaklaşık $ 15,000,000'lık bir bütçeyle çekilen film, 2007 İstanbul film festivali de dahil olmak üzere, pek çok ülkede gösterime girmiş ve büyük ilgiyle karşılanmıştır.
--- alıntı ---
http://tr.wikipedia.org/wiki/kabhi_alvida_naa_kehna
filmi newyork'ta çekmekle iş bitmiyormuş be diye düşündüren yapım. kim vardır allasen karısını başkasını seviyor diye eliyle yollayan ? ya öbürü o da kocasını. amitabh bachchan maşallah delikanlılar gibi çapkınlıklar peşinde filmde , birinin karısı işkolik , öbürünün kocası ıq olarak 0,5 lerde geziniyor. bu esnada boşlanan eşler birbirlerine yardım etme fikriyle yola çıkarlarken bir de bakıyorlar ki fall in love olmuşlar ! * şahsi fikrim olarak o duygusal yoğunluğu bulamadım bu filmde. ama kabhi alvida naa kehna , mitwa , tumhi dekho naa filan yani müzikler sağlam yine ... asla elveda deme diyor , elveda dersen belki bi daha karşılaşmayız , demezsen belki birgün hastenede , istasyonda bi yerlerde hani belki ...
defalarca kez izleyerek kendisini diyalog diyalog incelemiş ve üzerine ilişklileri analiz eden bir sosyal psikoloji ödevi hazırlamış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, kank* katmanları olan ve her bir karakteri derinlikli yazılmış bir filmdir. klasik bollywood izleyicisi için hayal kırıklığı riski taşısa da, klasik çizginin en iyi temsilcilerinden karan johar'ın sıradışı bir yönetmenlik deneyimi yaşama isteğinin leziz bir sonucudur. büyük mekanlar, büyük aileler ve büyük duyguların her zaman avantaj olduğu hint sinemasında, kuch kuch hota hai, kabhi khushi kabhie gham gibi filmlerde bu avantajı kullanan ve önemli başarılara imza atan yönetmen, senarist kimliğinin ve önleyemediği gözlem yeteneğinin öne çıktığı bir hikaye anlatmak istediğini söylerek tarifliyor kank'ı çekme kararı aldığı dönemleri.
aşağıdaki bölüm filmin içeriğine dair bilgi vermektedir.
kank'ta insanlar görüyoruz. tercih ettikleri yalnızlıklarıyla birlikte kimsesizlik çeken karakterlerin iç dünyalarını.
bir arada olmanın, birlikte olmaya yetmeyişini.
yaşamın kimi yönleri yolunda giderken, *** sorunlu alanların * nasıl tolere edilebildiği...
ve yolunda giden işlerden biri ters döndüğünde ise, söz konusu sorunlu alanın nasıl tahammül edilemez olabileceği...
doğrunun ne olduğunu bilmenin, doğruyu seçmeye yetmediği...
yanlışı tanımanın, onu terk etmeye yetmediği...
kendini lanetleyerek yanlışta kalmanın mümkün olduğunu...
cezanın çeşitlerini, boyutlarını...
yaşam boyu insan hayatındaki önceliklerin pek çok kez yer değiştirebileceğini...
ve kimi zaman bu değişim için çok geç kalınabileceğini...
kaybetmenin insan karakterine sinsice dağılan bir zehire dönüşebileceğini...
taşınamaz bu zehirle baş etmenin yolunun kimi zaman onu etrafındakilere yaymak olabileceğini...
ve bundan bitap düşen bir insanın; kendi cezasını, kendisiyle baş başa kalmakta bulabileceğini görüyoruz kank'ta.
en önemlisi ise; seyirci koltuğunda bütün yanlışlarımız, doğrularımız, aslalarımız, ben yapmam'larımız, ben olsaydım'larımız, aslındalarımız, amalarımız, fakatlarımız, yine de'lerimizle birlikte oturup filmi izlerken, bize ne de çok benzediklerini görebilmeye olanak tanıyan bir ustalıkla * yazılmış senaryo, her bir karakteri kendi yaşamı ve şartları içinde anlamayı sağlıyor. onaylamayı değil, anlamayı.
filmin sonunda ana karakterlerden olan dev'in rhea'ya sorduğu soru, johar'ın artılar ve eskilerle birlikte insan olmaya ve yanlışların sorumluluğunun kimi zaman sanıldığından çok daha uzun süre taşınmasına dair fikrine işaret ediyor.
"herkes mutluluğu ve hüznü paylaşır. ben seninle cezamı paylaşmak istiyorum. seninle birlikte olunca, eksik yarımı bulamayabilir ve hayatımın bütünlenmiş olduğunu hissetmeyebilirim. ama... en azından bir hayatım olur."
klasik bollywood filmlerinden biraz daha farklı olup filmdeki oyuncuların hatrına izlemek zorunda kaldığım filmdir.bollywoodun en pahallı filmi olmasına rağmen izleyiciye istediğini verememiştir,karakterler tamam,görüntü tamam,müziklerde tamam fakat hikayenin biraz amerikan tarzında olduğunu düşündüğüm,karan joharın büyük emeklerle hazırladığı ,her sahnesinden bir ünlünün çıktığı filmdir.filmin konusu hintlilerin genel aile yapısına ters gelmesine rağmen sanırım filmde sırf amitabh bachchan oynadı diye fazla eleştiri toplamamıştır.umarım hint sinemasında gittikçe efsaneleşen karan johar böyle bir hatayı bir daha yapmaz.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
